11 Kasım 2009 Çarşamba

KANAL-İ-ZASYON internetten indirmeden bedava full orginal film izle


Sinemanın en büyük düşmanı olarak gösterildiği -ki bu kelimenin tam anlamı ile beyaz camın miladına tekabül etmektedir- ilk tarihten itibaren, televizyon her daim beyazperdenin azılı bir rakibi olarak görülmüştür. Sadece bir rakip de değildir üstelik. Kitleleri etki altına alma konusunda yer yer sinemadan daha konuşkan bir hal almıştır. Bireylere ciddi anlamlarda hasar veren bütün etkilerine rağmen, evimizin en fiyakalı kısmında ısrarla durur. Üstelik o televizyon, evimizin kapısından ilk girdiği günkü görünümde değildir artık... Plazmalar... LCD'ler - full HD olmak kaydıyla- hep bu yolun malzemesi olmuşlardır. Bireyi sinemadan uzaklaştırmak adına her türlü donanıma sahip bir kitlesel imha silahına dönüşmüştür haberimiz olmadan. Bu sebepledir ki ondan vazgeçtiğimizi sandığımız ölçüde avucunun içerisine kaymaktayızdır.


Uzunca girizgahımı yine uzun bir kısma bağlamak istiyorum izninizle. Yukarıdaki örnekleri "Kanal-i-zasyon" üzerinden vermek gerekirse; televizyonu ve tüketim toplumunu -hatta o toplumun beğenilerini- eleştiren bir film arayışı içerisinde olmanız demek zaten mağlup bir şekilde maça çıkmanıza eş değer. Zira "Kanal-i-zasyon" gerçek anlamda bu gibi konuları irdelemek adına yola çıkmış bir film gibi durmuyor. Olanı eşelemek ve yepyeni bir şeyler ortaya çıkartmak yerine, hali hazırda izlenenleri malzeme olarak kullanan skeçlerin bütünü olarak işliyor. "Televizyon aptal kutusudur." kelamını etmekten geri durmuyor belki ama o aptal kutusunun popüler isimlerini bir araya getirerek, yine o aptal kutusunun en çok reyting alan programlarını tiye alıyor.

"Kanal-i-zasyon"u ağır bir şekilde eleştirmek ya da abartılı anlamlar yükleyerek bunların altında ezildiğini düşünmek bir miktar acımasızlık barındırıyor içerisinde. Sonuçta tüm amacı eğlendirmek olan iyi niyetli - fakat yer yer yetersiz - bir proje olarak da görebilmek mümkün kendisini. Okan Bayülgen'in kişisel tutumuna ters düştüğü için fazlaca taşlandığı gerçeğini bir kenara kaldıramayız. Yine de sırf kadrosundaki isimlerin ağırlığı sebebi ile beklentinin yüksek tutulmasının da acısını çekiyor film.

Kurgunun bir televizyon projesi izlenimi vermesi de eksi bir puan olarak filmin hanesine eklenebilir. Burada sadece içeriksel ya da metinsel anlamda irdelemek dışında, filmin görsel yapısının da dizi film tadında olduğunu belirtmem lazım. Televizyon kültürünü ve bu kültüre göbekten bağlanmış olan toplumu eleştirmek için, ironik bir yöntem olarak böyle bir yol izlenildiği de söylenebilir. Yine de filme alaka gösteren kitlenin büyük bir kısmının, bahsi geçen televizyon takipçisi kesim olduğunu da unutmamak gerekir. bu noktada eleştirdiği kitleyi salonlara doldurmuş olan bir film diyebiliriz "Kanal-i-zasyon" için.
Tahsilli, geniş vizyonlu fakat buna rağmen fazlaca batı özentisi medya patronu ile; televizyon delisi, saf ve bozulmamış İmdat karakterinin karşı karşıya geldiği, buna rağmen İmdat'ın sorgusuzluğu ve kabullenmişliğinden ziyade; "batı özentisi" ve aynı zamanda acımasız medya patronunun hal ve hareketlerini "tu kaka" mertebesine sokuveren film, bu noktada eleştirmesini düşündüğümüz yoldan sapıyor. Hiç eleştirmiyor mu peki? Elbette eleştiriyor fakat bunu cümle aralarına ustaca sıkıştırmayı tercih ediyor. Ustaca diyorum, çünkü filmde mevcut duyarlılığa parmak basan bir kaç cümle olmasına rağmen bir araba laf söylenmiş izlenimine de kapılıyorsunuz.

Yukarıda da belirttiğim gibi "Kanal-i-zasyon"a iyi niyetli bir komedi filmi olarak şans vermeniz mümkün. Hemen hemen her kesime hitap edebilecek esprilere ev sahipliği yapıyor. Fakat Bayülgen'in kişisel duyarlılığını, sinemasal anlamda bir kaç ilüzyonu ya da gerçek eleştiri metinleri bekliyorsanız bir kere daha düşünmenizde fayda var... Şimdiden iyi seyirler.

Kimler İzlemeli?

- Karşısındaki yapımın dizi estetiğinde bir seyirlik olduğunu baştan kabul edenler.

- Yukarıdaki madde ile doğru orantılı olarak, eğlenme amacı ile salonla teşrif buyuranlar.

Kimler İzlememeli?

- Televizyon ve tüketim toplumuna dair beylik eleştiriler bekleyenler.

- Sinemada, dizi estetiğinin görsel ve kurgusal anlatısını görmek istemeyenler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumunuz için teşekkürler

Untitled Document